Kemoembolizasyon Nedir?
Kemoembolizasyon, atardamar yolu ile direkt tümör içine kemoterapi verilmesi işlemidir. Kemoembolizasyon kelime anlamı karaciğeri besleyen atardamar (transarteryel) yoluyla kemoterapi (kemo) ilaçlarının aynı anda tümör içine yüksek dozda verilerek tümörü besleyen atardamarın tıkanmasıdır.
Karaciğerden kaynaklanan ya da başka organlardan karaciğere yayılan kanserlerin tedavisinde temel tedavi yöntemi cerrahidir. Bununla birlikte tümörlerin yaygınlığı nedeni ile cerrahi ancak % 15 hasta grubunda uygulanabilmektedir. Karaciğer içerinde yerleşmiş, karaciğerin kendisinden kaynaklanan ya da dışarıdan gelen tümör boyutları ve sayısı sınırlı olduğu taktirde (3 ‘den az ve her biri 3 cm ‘den küçük) cerrahi ilk tedavi seçeneği olmakla birlikte cerrahinin uygulanamadığı durumlarda girişimsel radyoloji tarafından bölgesel tedaviler çok önemli bir tedavi yöntemleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tedavilerin başında ise yine tümör sayısı sınırlı ve boyutları 3 cm ‘yi açmadığı durumlarda radyofrekans ablasyon mikrodalga ablasyon ya da krioablasyon tedavileri uygulanabilmektedir.
Karaciğerden kaynaklanan (primer) ya da başka organlardan karaciğere yayılan (metastatik kanserlerde ) tümör boyutları yukarıda tanımlanan sınırları aştığı zaman yani karaciğerde çok sayıda ve boyutları her birinin boyutu 3 cm ‘ i aşan tümör varlığı durumda öncelikle tedavi seçeneğini sistemik kemoterapi almaktadır. Sistemik kemoterapi uygulandıktan sonra karaciığerde tanımlanan tümör eğer tedaviye yanıt vermeyip hatta ilerleme durumunda önemli bir tedavi alternatifini kemoemboizasyon oluşturmaktadır.
Kemoembolizasyon normalde sistemik yoldan yani koldan ya da port yolundan verilebilecek miktarda çok daha yüksek miktarda kemoterapi ilaçların kasık damarından girilip karaciğer içerisindeki damarlara ulaşarak kateter yoluyla direkt tümör içerine verilme yöntemidir.
Kemoembolizasyon temel olarak kemoterapi ilaçlarının bir ucu karaciğer içerisine yerleştirilimiş diğer ucu kasıktan çıkan kateter yolu ile direkt tümörü besleyen atardamara verilmesi ile birlikte kanseri besleyen atar damarın tıkanması yöntemi olarak tanımlanmaktadır.
Bu sayede;
yüksek dozda kemoterapi ilacı kanser dokusu içerisine yüklenmiş olmakla birlikte
tümörün büyümesi için gerekli olan atardamardan kan desteği de engellenmektedir.
Sistemik yolla verilen kemoterapi ilaçlarında ortaya çıkan yan etkiler ilaçın sistemik dolaşıma karışmaması nedeniyle sistemik yan etkileri görülmemekte ya da sadece karaciğere sınırlı etkiler görülebilmektedir.
Bu yolla karaciğer içerisine yerleşmiş tüm tümörlerin tedavisi sağlanmış olmaktadır.